

çoğunlukla sorulmayan sorularla karşılaştım. Bir ka-
riyer danışmanı, benim iş aradığımı öğrenince, bana
ısrarla, hayatımdaki en ideal işin ne olacağını, en büyük
tutkularımın neler olduğunu sordu. Ben, kendimi daha
iyi tanıma fırsatı veren bu sürece bayıldım. Kendimize
sormamız gereken ama vakit bulamadığımız veya ce-
saret edemediğimiz soruların yanıtlarını bilmek beni
çok mutlu etti. Bunun hemen ardından, işinde kendi-
ni mutlu hissetmeyen ama ne yapacağını da bilemeyen
veya ilk adımı atmak için cesaret gösteremeyen kişilere
yardımcı olmaya karar verdim ve 2003 yılında koçluk
yapmaya başladım. Kendi iş hayatımın da çok büyük ve
güzel bir şirketle başlamasına rağmen kendimde sene-
ler içinde bir boşluk hissedip, bana tam olarak uygun
olmadığını düşünerek, çok güvenli bir ortamı bırakıp,
bilinmeze doğru yol aldım. Benimle aynı süreçte olan
ve benzer şeyleri yaşayan kişilerle bu sayede çok güzel
ve güvene dayalı bağlantı kurmaya başladım. Bu koç-
luk sürecinde, insanın kendi kuvvetli taraflarını, hayal-
lerini, yapmak istediklerini ve kendisini nelerin mutlu
ettiğini bilmesinin ne kadar önemli olduğunu daha iyi
anladım. Sürekli eğitimler, kitaplar ve tanıştığımharika
insanlar sayesinde kendi bilgilerimi bu konularda art-
tırdım. Arttırdıkça paylaşma istediğim arttı. İnsan-
ların nasıl hayallerini gerçekleştirdiğini, koşulları
ne olursa olsun, kararlı adımlarla ilerlemelerini din-
ledim, gördüm, inceledim ve çok ilham aldım. Önce
bütün bu öğrendiklerimi
blog
ve
newsletter
’larla her-
kesle paylaşmaya başladım. En sonunda da, yazılarımı
okuyan dostlarımın teşvikiyle bu yazılarımı bir kitapta
toplayıp kendi hayalimi gerçekleştirme şansı elde ettim.
Ayrıca, sürekli gelişmemi sağlayan, bu yeni orta-
mımda benim hayatımı güzelleştiren, kolaylaştıran,
beni mutlu eden bazı hayat becerilerini paylaştım.
Benim için herkesin kendi potansiyelinin farkında
olması ve sevdiği bir şeyi, hayatına hobi, kariyer veya
kendi işini başlatarak entegre etmesi çok önemli. İn-
san yaş aldıkça, hayat çok çabuk geçer oluyor. Madem
hayat böyle değerli ve kısa; bunu sadece para kazan-
mak için tolere edeceğimiz bir işle geçirmek yerine,
hayatımızı güzelleştirecek keyifli şeylerle bezemek
çok daha anlamlı diye düşünüyorum. Bir daha geri
gelmeyecek anları değerlendirmek ve hayatımızı er-
telememek gerektiğine inanıyorum.
‘Sevdiğin işi yap’ önermesi bugün çok revaç-
ta. Siz ‘Sevilen iş mi – paralı iş mi?’ ikilemine dü-
şenlere neler öneriyorsunuz?
Ben, kendi istediğini başarmış ve kağıt üzerinde
değil, kendi içinde mutlu olmuş insanların hayatları-
nı inceledikçe ve okudukça ortak gördüğüm nokta şu
oldu: Hepsi, akılları kadar, kalplerini de dinlemişler.
Steve Jobs bunlardan biri. Üniversiteyi terk ederek,
kendi yolunu bulmuş, onun kadar ciddi bir işada-
mından beklenmedik konuşmaları ve sözleri var.
Hepsinde de ‘Sevdiğiniz işi yapın,’ diyor.
Bunun bize realistik gelmediğinin, hatta biraz
ütopik geldiğinin farkındayım. Hepimiz çocukları-
mızı eğitmek, yedirmek ve içirmek için masaya ye-
mek koymak için çabalıyoruz. Tabii hayatın gerçek-
leri var, para hepimize lazım ama çok dar çerçevede
bakıp hiç risk almazsak, bu kısır döngüden çıkma-
mız mümkün değil. Endüstri devriminden öncesine
bakarsanız, herkes kendi yeteneği olan sevdiği
şeyi seçermiş. Fırın açarmış, çiftçi olurmuş,
kitap yazarmış, şarkı söylermiş.
94 BULUŞMA
forum
“Ne kadar iyi veya becerikli
olursanız olun, artık
‘İşim
20-30 sene garanti,’ dememiz
mümkün değil.
O yüzden
sevdiğiniz işi seçmek, bence,
eskisi kadar büyük bir risk değil.”
Özlem Erol’un
kısa bir süre
önce çıkan kitabı
Create A Life
You Love’un
Türkçe çevirisi
de olacak.